31 Aralık 2014 Çarşamba

Yeni Bir Yıl Hediyesi







  

     İnsanın çevresinde sevdiği insanların olması , onlar için karşılıksız bir duygu ile bir şeyler yapmak istemesi çok büyük bir şans. Ve ben sanırım bu konuda çok ama çok şanslıyım. Çünkü etrafım sevdiğim güzel insanlarla dolu.
   Sevdiğin insanlara hediye vermek , onların yüzüde ki tebessümü görüp buna sebep olduğunu bilmek çok güzel bir duygu benim için. Hediye vermek için özel günleri pek sevmem . Yani hani mecburiyetten yapıyormuşsun hissi vardır ya altan alttan kendini hissettiren , işte o hissi sevmem. Ama yılbaşı farklı . Simler, kurdelalı paketler, yıldızlar , yaldızlar , el yapımı hediyeler, kartlar derken her yer inanılmaz güzel bir hal alıyor.
  Bende yılın son günü için sevdiklerime tatlı bir hediye hazırladım. Bu aralar havalı  adı 'magnolia' olan , sunumu kavanozda çok leziz görünen aslında benim için bebe muhallebisi olan  çok ama çok kolay bir tatlı yaptım. (Ayy bide bir hafif, içinde ki kremayı görmezden gelirsek tam rejim tatlısı ...)
  Yapması kadar kavanozları süslemesi de çok büyük keyifti benim için.
  Artık bir çoğumuzun aşina olduğu bir tatlı. Genelde cici bebe bisküvisi ile yapılıyor ama ben bu defa 'negro' ile denedim ve sonuç bence mükemmel.
  Çok vakit almayan , az malzeme ile yapılan ama son derece havalı duran ve beni hediye et diye bağıran bu kavanoz pastalardan yapmak isterseniz ;

 malzemeler
- 1 litre süt
- 1 su bardağı toz şeker
- 3/4 su bardağı nişasta
- 1/4 su bardağı un
- 1 fincan dolusu hindistan cevizi
- 1 paket krema 
- 1 paket negro
- 3-4 adet muz ( ya da dilediğiniz başka bir mevsim meyvesi)
- istenilen adette kavanoz


 Öncelikle bisküvimizi hazırlıyoruz; bisküvimizi blenderda un haline getiriyoruz.
Sonra kısık ateşe sütü ve şekeri alarak muhallebimizi yapmaya başlıyoruz. Süt ısınıp şeker erimeye  başlayınca nişasta ve unu ekliyoruz. Sık sık karıştırıyoruz ve göz göz kaynamaya başlayınca ocaktan alıp soğumaya bırakıyoruz.
 Soğuyan muhallebimizi mixer yardımı ile önce tek başına  çırpıyoruz ve daha sonra bir paket kremayı ekleyerek çırpmaya devam ediyoruz. En son olarakta hindistan cevizini ekleyerek biraz daha çırpıyruz.
  Daha sonra kavanozlarımızın zeminine hazırlamış olduğumuz bisküvimizden az miktarda koyuyoruz, 3-4 dilim  muz ekleyip üzerine kremayı döküyoruz. Bu işlemi kavanoz dolana kadar aynı sıra ile yapmaya devam ediyoruz.
 Kavanozun kapağı açılmadığı takdirde buzdolabında 3 ve ya 4 gün saklayabiliriz....

     Afiyet olsun ....
Paylaş

21 Aralık 2014 Pazar

Yılbaşı Kartı


  çocukken en çok sevdiğim şey hafta sonları babam ile postaneye gidip mektup atmaktı. 'Doğan kardeş'ten , okulda öğretmenlerimiz yardımıyla bir sürü mektup arkadaşı edinirdim. Bir de başka şehirlere giden arkadaşlarım varı. Bizden uzak olan kuzenlerim... Bütün yıl boyunca onlarla mektuplaşmak çok ama çok güzeldi.
  D.S.İ lojmanlarında oturduğumuz için mektuplarım babamın dairesine gelirdi ve uzun süre benim postacım babamdı. Kokulu, süslü zarfları bana getirdiğinde yaşadığım mutluluğu bugün bile hatırlıyorum.


 Mektupların en güzel zamanı ise yılbaşı arifesi olan aralık ayıydı. Çünkü o zaman babam kendi eşine dostuna göndermek için bir kucak  ünicef kartı getirirdi.  Bize de kırtasiyeden simli yılbaşı kartları alırdık. Gönderdiğimiz kadar kartta bize gelirdi. O simli kartlardan artık hiç görmüyorum.

     Teknolojinin geliştiği bu devirde bir birine kart atanı da. ... Oya ki ne olursa olsun kart almayı çok seviyordum ben. Biliyorum ki akranım ya da yakın yaşlarım da kart almayı özlemişti.
  O zaman bi şeyler yapsam diye düşündüm. Çizmeyi, boyamayı , kesi yapıştırmayı bu kadar çok seviyorken neden kendi kartlarımı hazırlamayayım ki dedim. Ve halen bitiremediğim , yapmalara doyamadığım uzun bir yılbaşı kartı maratonuna başladım. Şuana kadar 52 kart hazırladım :) . Bir çoğunu postaladım. Büyük mutluluk olarak ulaştı çoğu ama çok uzun zaman olmasına karşın halen ulaşmayanlar var ki benim için üzücü olan tek durum bu :(

    Belki sevdiklerine bu yıl başında kart atıp mutlu etmek isteyenler vardır aranızda . İşte bu yazım ve bol fotoğraflar size...

   Genelde kartları hazırlarken, benim için o kişinin en belirleyici özelliği ne ise ona göre hazırladım kartlarımı...
   Sadece eşime dostuma değil, sosyal medyadan hiç yüz yüze tanışmadığım arkadaşlarıma da kart attım. En nostaljik yanı buydu :) Tıpkı 'Doğan Kardeş'ten mektup arkadaşı edinmek gibi...




    Umarım biraz ilham ya da fikir olur ....


             Hepimizin çok sevdiği şeyler vardır , mesela tığı ve motifleri ...



 Ya da her gün için bir meleği , ya da meleklerin olduğu bir kitabı ....




  Çay içmeyi çok seven , yanına illa ki kurabiye yapan seviklerim var mesela ....



   Her yılbaşı ağacı çamdan olur diye bir kural yok tabiki..



 
    Kullanılmayan hediye paketleri ve biraz karton ... Hediye almayı kim sevmez ki...



  Ya kedileri sevmeyen ??? ....



 Tam bir kitap aşığı için .... İçinde kitabın yanında sıcacık çayı da var ..



 Gezmeyi çok seven bir aile için 2015 dileğim , dünyanın merkezine seyahat etmeleri ....


 Adı gibi minicik bir Melek için ......




                Bu yıla bebekli ve süt kokulu girenlerde var ...




Kahve kokulu , kumaş dokulu girende...
Öyle ya da böyle kart atmakta almakta harika bir duygu bence ....

  Ama  kart bahane , birilerini mutlu etmek şahane ....
Paylaş

16 Aralık 2014 Salı

Anı Panosu








         Anı panolarına bayılıyordum, Buse için hediye bir tane hazırlatabilirim diye düşündüm hep. Hazırlatabilirim diye ... Ben hazırlarım , yaparım diye nedense düşünmedim . Oysa ki onu en iyi ben tanıyorum, en iyi ben anlatabilirim ...
    Aradım , taradım yine de ... Yapan çok yok. Yapanlarda kesinlikle hakkıyla yapmışlar. (Benim gördüklerim en azından ). Ama hep, bir birine benzettim nedense . Daha kalıp cümleler , anlatımlar vardı sanki. Ben yazılanlardan fazlasını istedim , ufak tefek bir kaç dokunuş. Daha fazla ayrıntı. 'ama onu da yazarsak çok dolu görünür ' gibi müdahaleler olmadan Buse'nin bizi gülümseten , unutmak istemeyeceğimiz ilklerinin bir çoğunu yazmak istedim .

   Orijinalinin nasıl yapıldığını bilmiyorum , yani gerçekten kara tahtaya mı yazılır , kullanılan boya nedir bilmiyorum ama ben tamamen 'bence buda olur' diyerek yaptım anı panomuzu.
  Siyah renk pastel kağıdı aldım büyük boy. ( genelde sanatsal malzeme satan bütün kırtasiyelerde var , daha tok ve tırtıklı yapısı olan mat , ince bir karton ) . Birde kuru pastel kalemlerime ek istediğim renkleri ...


   Ben 'derwent' markasını kullanıyorum ve bu kuru pastellerimi çok seviyorum. Onlarla çizim yapmak beni çok mutlu ediyor zaten. Bu iş için de biçilmiş kaftandı benim için. Tebeşir havası var. Ama yaparken çok dikkat etmek gerekiyor , eğer boyayı dağıtmadan kullanacaksanız ufacık bir el hareketi ile bile dağılıveriyor.
  Yazı stilleri için kitaplığımda bulunan çok eski bir yazı şablonu kitabından yardım aldım ama 'pinterest' ve google bu işte çok büyük yardımcı ve ilham kaynağı.
  Çizimleri yazılara uygun çizmeye çalıştım. Alan daha fazla olsaydı çok daha fazla şey yazıp çizecektim. Bu bebek milleti mok kadar boylarına bakmadan ilk yıllarına ne kadar çok şey sığdırıyorlar ya ...
  Çizim bitince üzerine  aynı boyda bir karton (gazete sayfası da olur) koyarak rulo yaparak çerçeveciye götürdüm.Bu basit gelen ayrıntı önemli çok. Çünkü araya hiç bir şey koymazsanız ruloyu açtığınızda bütün boyanın yani yazı ve çizimlerin bir birine karıştığını görürsünüz.
  Ben çerçeveyi Buse'nin 1 yaş partisinde girişe , karşılamaya koymuştum. Klasik ' doğum günüme hoş geldiniz ' yazılarına alternatif olarak.

     Ne olduğu hakkında en ufak bir fikri olmamasına rağmen anı panosunu en çok seven Buse oldu. Duvara asana kadar büyük bir şefkat ile tablosunu öpüp durdu...




 Ahhh bu arada yazı özledim tiril tiril etekleri görünce . Sanırım kış günlerinde yaz fotoğrafları tehlikeli oluyor.
 
  Sevgiler ....

Paylaş