20 Kasım 2014 Perşembe

Kırmızı Erik

























     Az kalsın bütün pazar esnafı , tamam abarttım , anjelik erik satan bütün esnaf toplanıp benim eşkalimi bir birlerine verip ,tezgahlarına 15 metreden fazla yaklaşamamam  için zabıtaya görev vereceklerdi.   Neyse ki içi kıpkırmızı erik mevsimi geçti de hepimiz rahatladık.
   Çünkü bu ansiklopedinin (evet tam manasıyla bir yemek ansiklopedisi) beni en çok benden alan tarifi için içi kırmızı olan erik gerekiyordu. İçi kırmızı olan erik ise meğer sadece  eylül-ekim arasında kısa bir süre için tezgahlarda oluyormuş . Ve ben bunu bir çok sihirli bilgi gibi Cenk Sönmezsoy'un Cafe Fernando'sundan öğrendim.
 İtiraf ediyorum bu iki ay boyunca erik tezgahlarına usulca yaklaşıp  eriklere tırnağım ile minicik kesik attım . (evet , evet çok utanıyorum) Ama o minicik kesikten gördüğüm tek renk hep sarı oldu.
Tam pes etmek üzereyken bir gün bir tezgahta buldum o pembe rengi. Evet yine kırmızı değildi. Mutluluktan nasıl başım döndü, nasıl kendimden geçtim , eve nasıl kocaman bir gülümseme ile döndüm bilmiyorum.
  O benim için altın kadar değerli erikleri nazikçe , kibarca ince ince kestikten sonra ona ev olacak hamuruna usulca dizdim. Tarifte bize ne direktif veriliyorsa harfiyen uyguladım. Sonuç harikaydı ...
  Seyretmekten uzun bir süre kendimi alamadım. Gidip gelip baktım. Hayatımda hiç bir pastayı bu kadar nazik kesmemişimdir. İçim gitti.
 Ama ilk ısırığı alırken gözlerimi kapadım ,  (ben yaptım diye söylemiyorum)  hayatımda yediğim en iyi tartın tadına vardım .
  Denemek isteyen varsa bu sihirli tarifi ,buradan tarife ulaşabilir.
 Ve ben ,bu harika tarif için Cenk Sönmezsoy'a tekrar tekrar tekrar teşekkür ediyorum ......
Paylaş

8 yorum :

  1. ben de hep bu tarifi yapmak istedim,kısmet olmadı,ama olacak.
    eline sağlık,şahane gözüküyor.

    YanıtlaSil
  2. Sana bir haber; bizim bahçede ağustos ayında Anjelik erik çoktan hazır oluyor:)) Eve taşınıdığımızda bize hediye gelen o zaman 8 yıllık olan erik ağacı nasıl güzel erikler veriyor ama biz ismini bilmiyoruz. Sonradan öğrendim ki adı Anjelik imiş, ben yaptığım turtaya Anjelika adını vermiştim:) Eski postlardan, tarif bile vermişim zamanında. Hoş ben senin gibi düzgün dizmemişim, rastgele bırakmışım üstüne:)))
    http://www.mutlueller.com/2011/08/turta-anjelika.html
    http://www.mutlueller.com/2011/08/iki-tatil-aras-dikis-molas.html

    Gerçekten manyak bir erik türü, temmuz sonu gibi renkleniyor, ağustos gibi yiyoruz. Fazlasını çekirdeklerini ayıklayıp dondurucuya atıyorum, ki hala var geçen yıldan. Bu sene dolu dolu vermedi maalesef.
    Turta olarak lezzetli, bir de kek gibi yapıyorum. Hani elmalı kek yaparız ya, onun yerine erik koyuyorum. Çok hoş oluyor:) Az şeker kullanıyorum ki, meyvenin tadını öldürmesin:)

    Ellerine sağlık tekrar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin bahçenin tam olarak adresi neydi acaba :))
      İtiraf edeyim çok sevmeme rağmen ben kısa süre olduğunu ya da şu aylarda olur kısmını hiç bilmiyordum. Bütün erikler olunca tamam diyordum . Kırmızı alıp eve gelmişsem de tamamen şansıma oluyordu. Yani öyle peşinden koşmazdım :) Hamile iken eriği kaynatıp o kadar çok içtim ki hatta bulamam korkusu ile bende senin gibi dolabı doldurmuştum :)
      En kısa zamanda buzlukta ki erikler ile senin tarifi denemeliyim :)

      Sil
  3. Fotoğraflara baktım da değmiş gerçekten de :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fotoğraflar sanki kendisinden daha güzel oldu :)

      Sil
  4. süper görünüyor! denemesi seneye kaldı desene ;))

    YanıtlaSil
  5. off offf inanılmaz duruyor bloğunuzu takipteyim bende sizi beklerim:) sevgiler afiyet olsun...

    YanıtlaSil