29 Haziran 2013 Cumartesi

Keçe iğneleme

  Keçe iğneleme   ilk  Rebecca Varon'nun yaptıklarını görünce tanıştım . Bir yumak yün keçeden o kadar harika işler ortaya çıkarmıştı ki sanki hiç bir zaman yapamam gibi gelmişti ilk başlarda ama iğneyi elime alınca insanoğlunun istediği zaman elinden kurtulabileceği bir şey olmadığını görmüş oldum ....


 Bu yumakların harika bir terapi olduğunu düşünüyorum. İnsana 20lik diş ağrısını ile unutturan bir güçleri var.

 Bebeğimin odası için ıslak keçeden tablo yaptığımı ve bir türlü içime sinmediğini yazmıştım ya   işte bu yazıda o yazının devam yazısı aslında bir nevi :))

   Öylemi yapsam böylemi olsa derken bu yumaklar bana ilham verdi ve her bir iğne darbesi yeni bir şey oluşturup ortaya içime sinen birşey çıkmasını sağladı...



 Daha önce ıslak keçe atolye çalışmasında kollarıma ağrılar indiren tabanı atmaya kıyamadım ilk başta ... Üstüne bir çok şey denedim ...


 Bulutlara biraz hacim verdim , kızın saçlarını yaptım  birde Nazım Hikmet'in çok sevdiğim şiirinin bir dörtlüğünü yazmaya başladım iğne iplikle Bir bulutmu olsam yoksa? )  ... Ama yok internette özellikle Rebecca'nın yaptıklarına baktıkça 'ayy ben bunu mu asıcam duvara ' dedim. en sonunda iğneleme ile ilgili denemeler yapmaya başladım , oldukça da güvenim geldi ve ben bu işi yaparım deyip beyaz zeminin üstünde ki balonu , kızı , bulutu bir güzel yoldum...Ve sonra başladım bulutlu bir gökyüzü yapmaya ;



      Gökyüzü tam istediğim gibi olunca aklımda ki kompozisyonu işlemeye başladım. Sadece yün keçe , iğne , sünger ve hayal gücü kullanarak ...

 

    Ve sonuç bu oldu .... Bebişime arkadaş olcaklar bunlar,:))


  İlk deneme için fena sayılmazlar sanki ....Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım


     Yapabildiğim her ayrıntıyı yapmaya ,bir çocuğun hoşuna gidebilecek dikkatini çekebilecek şeyleri birde :))




                          Baykuş olmadan olmaz tabi ki de ....




 Umarım hayvanları sever ve  onlara hiç bir zaman bilinçli olarak zarar vermeye kalkmaz ...




                               Bu kedinin gözleri onu kedilerden soğutabilir gerçi ama :)




                                                              Ama hep mutlu olsun .......


Paylaş

22 Haziran 2013 Cumartesi

Islak Keçe

   Günlerce girip bakmak bile içimden gelmeyen bloga dönüş yapmak güzelmiş. Her şey normale dönmüş gibi ama aslında hiç bir şey eskisi gibi değil, neyse jhepimiz zaten o kadar çok gerildik ki hepimiz her şeyi çok iyi biliyoruz burada bu konulara girmek anlamsız :(

     Mayıs ayının sonun da Çanakkale Yazar ve Sanatçı evinin düzenlediği 2 günlük ıslak keçe atolye çalışmasına katıldım. Ben aslında keçe iğneleme tekniği ile yapılan çalışmalar olduğunu düşünerek gitmiştim ama ıslak keçe daha farklıymış . İyiki de gittim , çünkü uğraşmaktan çok keyif aldığım keçenin doğal hali ile tanıştım . Eee tabi Nilüfer hocayı tanımak ve bir şeyler üretmekten hoşlanan yeni arkadaşlar edinmekte bu atolye çalışmasının en büyük bonusu oldu ....



   Nilüfer Hocanın yaptığı harika yelekleri görünce hepimizin iştahı kabardı tabii 'aaa bundan yapalım ' diye ama sadece 2 günümüz vardı ve çalışmaya katılan herkesin keçe ile tanışıklığı  en fazla benim gibi suni keçeden kes biç dikdi... Yani hocamızın iknası ile basit bir çalışma yapmak daha mantıklı geldi hepimize ... Bir çoğumuz banyo eldiveni ve ya çantada karar kılarken ben bebeğimizn odasına tabşo yapmak istedim, hala aklımda iğneleme tekniği olduğu için Nilüfer hocayı delirtene kadar soruyu değiştire değiştire sordum ' o üç boyutlu gibi olanlardan yapmıycaz yani öyle mi? '
 Tanışma kaynaşma günümüzde bize kısaca anlattı Nilüfer hocamız nasıl yaparız ne gerekir diye ...


  Bir çok tuhafiye ya da yün dükkanlarında bulunan ham yani işlenmemiş keçe en ana malzememiz tabiki de ... Ben burada kartopu ve nako'nun keçelerini buldum ama diğer kurs arkadaşlarımda başka markalarda vardı...
  Nilüfer hocam bize keçeyi tanıtırken :) diğer malzemeleri de sayıverdi; arap sabunu ( ya da doğal zeytinyağı sabunu) , ambalajcılarda bolca bulunan baloncuklu naylon, genellikle bütün yapı marketlerde ya da hırdavatçılarda bulunan izalosyon köpüğü ( hani deniz simitleri gibi olan ) , ılık su, ince bir tülbent ya da tül ... Hepsi bu kadar ... Asıl zor olan malzeme emek ve sabır :))

Önce baloncuklu poşetimizin düz kısmına zemine kullanmak istediğimiz keçeyi parça parça kopararak koyuyoruz ,
      


  Sonra ne desen yapmak istiyorsak onun renklerini istediğimiz şekli vererek yapıyoruz...

 Nilüfer hoca bize kolay olduğu için nazar boncuğu yaptı ;





   Şekli oluşturduktan sonra ılık su ile bütün keçemizi güzlce ıslatıyoruz ve sabun kullanmaya başlamadan izalosyon köpüğüne sararak ezmeye başlıyoruz ,



 Baklavalık yufka açar gibi :)) bir süre böyle sadece su ile ezdikten sonra sulandırdığımız arap sabununu yine bütün keçeye sürerek ezmeye devam ediyoruz .... Git gide keçe küçülüyor sabunu yedikçe ...

  Tanışma günü bunları yüzeysel görünce çok kolay gibi geldi, ama o merdane işi insanın kollarında kesinlikle güç bırakmıyor .
 Ve kurs günü , benim tabloma başlıyoruz ;




   Nilüfer hocayı hepimiz o kadar çok yorduk ki :) kocaman kadınlar hepimiz bir yerden sesleniyoruz 'Hocam şimdi bu oldu mu ?' o da hepimize ayrı ayrı koşarak yardımcı olmaya çalıştı, her şeyden önce sabır işi bu ya :)


 
                          Bu pembelerde çok güzel birer banyo lifi oldular ...

 Nilüfer hoca sonunda dayanamadı ve bana keçe iğnelemeyi gösterdi :) tabii benim istediğim bu değildi ama sayesinde iğnelemenin acayip büyük bir terapi olduğunu keşfettim ve iğne darbeleri ile rahatlayıp kafamı dağıtırken bebeğim için bir sürü şey yaptım :))





     Bu bulutlara bir de sıcak hava balonu lazım ;





  Eeee bide bulutlarda sallanan minik ve mutlu bir kız oldumu kafamda ki düşünceye yaklaşıcaz ...





Bu haliyle kalsın isterdim ama tabi ıslak keçenin yerine getirmemiz gereken aşamaları var ;


 Islatıp ezmeye başlamadan önce bu ince tülü koymak şart , yoksa bütün herşey bir birine karışıyor




 sabunlama , ezme işlemi derken Nilüfer  hocanın canını çıkardık:) ama sayesinde ıslak keçe tekniğini öğrendik, sabrından ve bütün o yorgunluğuna rağmen bize gösterdiği güler yüzünden dolayı tekrardan çok teşekkür ediyorum ona ....






                     Ayrı ayrı hepimizin çalışmalarında onun emeği var....

 
   Benim sonucum bu , biliyorum hiç olmadı bu , zaten eve gelince onunla o kadar çok uğraştım ki öyle yaptım olmadı böyle yaptım olmadı sonunda açtım keçe iğneleme ile bir dünya resime baktım (malesef bilgi veren site çok azdı hep gösel vardı nasıl yapıldığının olmadığı ) öyle olsa şu olur bu olsa bu olur dedim ve bu tabloyu bambaşka bir hale getirdim .
  Üzülüp ,aşağılanmadığımız  özgürlüğümüzün kısıtlanmadığı günler sürerse yazmaya tablonun son hali ile devam edicem :)
Paylaş