Öyle ailece çok reçel bağımlısı değiliz. Minik , tatlı, sempatik reçel kaseleri çoğu kez kahvaltı sofrasında hiç ellenmeden , tadılmadan , boynu bükük, olduğu gibi geri gider...
Ama ben kesinlikle reçel yapma bağımlısıyım. İlla bir şeylerin reçelini yapmalıyım. 'ayyy hiç olmadı kekin içine koyarım yahu' düşüncesi bünyeme kalıcı bir şekilde yerleştiği için gelinciğin ve hatta nanenin bile reçelini yaptım . (harika oluyor , hele keklerin ve dondurmanın üzerine koyduğun zaman muhteşem bir birleşim oluyor bence).
Karadut her yıl olmalı zaten. Hele evde ki nüfuz sayısına yeni eklenmiş bir karadut aşığı varken aramızda mutlaka yapmalıydım.
Bu sahneden hemen öncesi yine şahaneydi. Onu sessiz sessiz karadutlara ulaşmaya çalışırken yakalayınca hemen makineyi elime aldım . ( gerçekten zavallı özel hayatına sürekli bu şekilde saldırdığım için bıkmış durumda ama bir kız olarak 'poz vermenin ' cazibesine o da karşı koyamıyor)
Ahhh ama nedense reçel konusunda eski performansımı bir türlü sergileyemiyorum. Bu aralar hep bir içime sinmeme durumu söz konusu reçel yapımımda. Bunda lanet olası 'göz kararı' inadımın etkisi de büyük olsa da sanırım Buse'nin izin verdiği kadar yaptığım zaman doldurucu, ruh doyurucu işlerimin de etkisi var. Bunların en yenisi kanaviçe; ' vayy arkadaş insanlar neler yapmış ' diye bakıp imrendiğim , o bir sürü çarpının bir araya gelmesi ile oluşan harika desenler var ya... işte onlara çok çok fazla şekilde kendimi kaptırmış durumdayım...
Hevesim geçene kadar ne yapsam kardır mantalitesi ile 'bunu sevdim 'dediğim her desene atlıyorum. Eksikli, gedikli bir şeyler tamamlayınca da daha bir havaya giriyorum.
Mesela milyonlarca hatası olan bu tatlı matruşka...( Bu işin ustası hatta aynı motifi yapıp da ' bu ne yeaaa' diyenler, lütfen , daha çok yeniyim...)İşlerken kendimi öyle unutmuşum ki reçelimin suyu azıcık kalmıştı.Yani reçelden çok , ya ne bileyim işte böyle sanki dutu kaynatmışsın da falan da filanda işte o denli kötü olmuşken ikinci denemem başarılı oldu.
Mükemmel yemek blogları varken benim şimdi vereceğim karadut reçel tarifi sadece paylaşım aşkı. Tavsiyem bu işi çok iyi yapan arkadaşlarımdan bilgi almanız ama 'ben amatör ruhu severim' derseniz tarifim sizin :) Lakin paylaşmadan duramiyciğim...
Karadut Reçeli (gibi bişiy)
1 kilo karadut
1 bardak şeker (daha tatlı isterseniz miktarı arttırabilirsiniz)
1 bardak su
1-2 parça limon tuzu
1 çay kaşığı tereyağı ( bu püf noktası)
Tahta kaşık ( ayy bunu da yazmış yeaa deme bu reçel yapımının olmaz ise olmazı )
Karadutları güzelce temizledikten sonra bir tencereye alıp şekerin yarısını üzerine döktüm ve bir gece beklettim sabah geri kalanı da döküp 3- 4 saat kadar güneşte beklettim ( bu da püf noktası , güneşte pişen reçel daha berrak olurmuş- yeşilyurtlu bir reçel ustasından öğrendim ) . Sonra suyu ilave edip kısık ateşte kaynatmaya başladım. Biraz kaynayınca limon tuzunu ekledim . En son tereyağı ekledim. Yine aynı ustanın verdiği bilgiydi; reçel pişerken köpürmüyor ve çok daha uzun ömürlü oluyor dedi.
Biraz daha kaynadıktan sonra ocaktan alıp ılınınca kavanozlara koydum .
Bu kadar.. Yapanlara afiyet olsun
Merhaba Serracım,
YanıtlaSilUzun bir sessizlikten sonra nihayet bilgisayar başına oturup sevdiğim blogcularımı gezebiliyorum. Busecim büyümüş maşallah! Dilerim her şey yolunda, hayatınız reçel tadındadır.Karadut delisiyimdir, reçeline de bayıldım.
Sevgilerimle,
ellerinize sağlık çok severim karadut reçelini :) denemek için sabırsızlanıyorum :)
YanıtlaSil