22 Ağustos 2014 Cuma

Öngen Otel


























                   ' Çok sıkıldım , çok yoruldum ... tek istediğim dinlenmiş bir güne uyanmak '
Bunu gün içinde kendine sık sık söylüyorsan ve sadece dinleneceğin bir tatil istiyorsan Yeşilyurt'ta ki Öngen Oteli şiddetle tavsiye ederim. Sevimli köyün en harika manzarasına sahip bu otel köyde açılan ilk otel.Tahmin edeceğinizden çok daha büyük, çok geniş bir alan içinde ve inanılmaz düzenli.
 Kişiliği olan bir otel. Kendini fazlasıyla sevdiren , tekrar tekrar gitme isteği uyandıran ve kendini çok fazla özleten bir otel.
  En az önünden geçeceğin alan bile çok bakımlı. Bir yerlerde unutulmuş öylece bırakılmış hiç bir şey yok. Minik odalarda var , ailece cümbür cemaat evde hissi yaşayacağın villalarda...
  Her yer çicek bi kere ...Hemde en bakımlısından , en canlısından, en güzel kokanından. Mevsiminde gittiğinde lavantalara, ortancalara doyamıyorsun.
  Dekorasyon o kadar naif o kadar kibar ki , her bölüm sana huzur veriyor. Platon demiş ya 'İçinde kitaplık olan bir evin ruhu vardır 'diye ... O ruh bu mükemmel otelde de var; içinde kitaplık olan , okunası kitaplar olan bir otelin ruhu çok çok fazla vardır...
  Bir kere her şeyden önce sürekli gülen ve sana nasıl olduğunu , dinlenip dinlenemediğini ya da bir sıkıntın olup olmadığını son derece içten soran personelleri var . Mükemmel yemek saatlerinde eşi ile yanına gelip sana hoş geldin diyen seninle oturup sohbet eden içten otel sahibi var. Hiç bir şey seni oraya götürmezse bu gözleri ile gülen insanlar topluluğu götürür.
 En uyku müptelasını bile sabahın beşinde gayet dinç ayağa dikecek bir oksijene sahip köyde , gün yeni ışırken uyanmak kadar güzel hiç bir şey olamaz . O sevimli odandan sana ait kocaman verandana ( balkon diyemiyorum ) çıkınca , karşında gördüğün manzara için , o tatlı serinlik ve duyduğun kuş sesleri için milyonlarca kez şükrediyorsun.
  Havlunu kapıp ortancaların arasından havuza inip sakinliğin tadını çıkarıyorsun. Gördüğün her ayrıntı seni mutlu ediyor. Keyif veriyor. Başını kaldırdığında gördüğün fıstık ağacı gülümsetiyor.
   Kahvaltı için odana dönerken mutfaktan gelen sesler ve kokular seni mest ediyor. İşinden nefret edenlerin aksine şakalaşan , ablalı abili , oğlumlu konuşan insanları , onların kahvaltıyı hazırlarken ki tatlı koşuşturmalarını duyunca mutfağa girip ömrümde yediğim en iyi (anneciğim özür dilerim ) poğaçayı yapan ablayı öpmek istiyorsun. Kahvaltıda hani reçeli yiyeceğini şaşırıp, peynire methiyeler düzüyorsun.Zeytin ve zeytinyağının lezzetini anlatamıyorum bile...
  Daha yediğin harika akşam yemeğinin tadını unutamamışken on numara bir kahvaltı ile güne başlamanın zindeliğini yaşıyorsun.
   Kitabını, huzurunu ve çiçekleri bir süreliğine bırakabilirsen köy meydanına inip halen tanımadığı insanlara gülerek merhaba diyen içten insanlar tanıyorsun ....


Paylaş

4 yorum :

  1. Nasıl güzel bir yer böyle! Anlatımına bayıldım ve orda olmak istedim. Geçen yıl Yeşilyurt Köyü`ne uğramıştık. Çok beğenmiştim ama annemin yazlığı o bölgeye çok uzak değil, o yüzden belki de kalmak aklıma gelmedi.
    Büyük büyük, bilmem kaç yıldızlı otellerden ziyade böyle yerlerde kalmayı tercih ediyoruz biz de. Kapadokya`da kaldığımız yer aynen böyleydi:)

    YanıtlaSil
  2. şahane bir ev gezmesi sanki,nasıl canım çekti ahhh,
    eşimle bu tarz planları hep ötelemek durumundayız şimdilik,
    napalım sağlık olsun,ancak şahane,şahane
    teşekkürler

    YanıtlaSil
  3. Yeşilyurt'a her yıl en az bir kez giderim ama Öngen'e gitmeyeli yıllar oluyor. Çok hoş oteldir gerçekten. Fotoğraflar da nefis bu arada :))

    YanıtlaSil
  4. Harika...çok dinlendirici görünüyor.

    YanıtlaSil