19 Eylül 2014 Cuma

Türk Kahvesi


 Türk kahvesi içmediğim gün bir mutsuz , bir anlamsız sinirli , bir kederli oluyorum. O kahve içilecek. Günde üç kahveyi gördüğüm bile oluyor. Ne kadar çok kapı yaparsam ya da çat kapı gelen olursa günlük içilen kahve miktarı artar. Ama asla pişman olmam .



 Türk kahvesi benim için bu kadar tutku halinde olunca ve yeni lezzetlere çok açık olunca kahveyi kendim için daha özel hale getiriyorum. Zaten genelde bende kahve içilecekse o kahvenin hazırlanıp gelmesi 20 dakikayı bulur. Hayır kahvenin ağır ağır pişeninin lezzetli olması ile ilgisi yok sürenin uzunluğunun. Vaktimi alan sunumu ; ev yapımı çikolatanın nasıl verileceği, hangi fincanı seçeceğim, soğuk su içine damla sakızı hazırlama, olmassa olmaz şerbetin yapımı...
  Belki de ben bu kadar abarttığım ve kahveyi daha dolu hale getirdiğim  için  bir yerde kahve içtiğimde sadece su ile ikram edildiğinde yüzüm değişiyor, bozuluyorum...O kahveyi içilmemiş sayıyorum...

    Çocukluğumdan hatırladığım en net kokuydu kavrulmuş kahve kokusu. Annem ve kahve içmekten keyif aldığı arkadaşları içecekleri iki fincan kahveyi bile birazcık kavurur ve el değirmeninde çekerlerdi. Hele dünyalar tatlısı , Suriye'li bir Nezihe teyzemiz vardı ki Daha 9 yaşımda kakuleli kahveyi ondan öğrenmiştim.
 
Şimdilerde ondan öğrendiğim gibi yapıyorum kahvemi. Ama artık kendimden yeni tatlar katıyorum , deniyorum, denetiyorum.
 Sevdiklerime armağan ediyorum ...
En son beyaz çikolatalı Türk kahvesi yaptım ve herkes bayıldı.


  Nezihe teyze kahve çekirdeklerini çok az kavururdu. Bir de içine bir damlacık tereyağı atardı. Bende çekirdeklerimi kavururken içine tereyağı atıyorum. Sonra istediğim aromayı. Bu kahve çikolata aşığı birine gideceği için aroması beyaz çikolataydı. Kahve kavrulurken içine üç-dört damla  tchibo 'nun beyaz çikolata aromalı kahve şurubundan damlattım.
 Kavrulmaya devam ederken ki koku kesinlikle baş döndürücüydü.

 Kahve çekirdeklerim kavrulup soğuduktan sonra bosh 'un kahve değirmeninde çektim. Biraz pütürlü kaldığı için biraz elemem gerekti. Zaten gerçek kahve öyle un gibi olmamalıymış, içinde biraz parçalı kalmalıymış. Ben değil uzmanı söylüyor...

 Artık içime daha doğrusu 40 yıllık hatır almaya hazır kahvem...


 İstediğin bir çok aromayı evde kendin verebiliyorsun kahvene, ne hoş dimi ?





 Ahh bir de el yapımı minicik bir hediye ile bile  her gönülü fethedebiliyorsun ....
Paylaş

5 yorum :

  1. El yapımı hediye gibisi asla yok. Hele böyle lezzetli bir kahvenin:)
    Kakuleyi ben de zaman zaman kullanırım. Bazen de sakız dövüp atarım içine.
    Yanında içtiğin şerbet nasıl? Özel bir şey mi?
    En iyi kahve kömürde pişen bence. Makinede pişirmiyor değilim ama aynı tat değil gerçekten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi sakızlı kahvemi yapmayı bende deneyeceğim Semi'cim. Bir de tarçın kabuğu ile :)
      Şerbet çoğunlukla kaz dağlarına gittiğimiz ziyaretlerimizden aldığım karadut konsantresi oluyor. Ama hibiskus ve gül gibi keskin aromalı bitkileri içine çubuk tarçın ve karanfil atarak çay gibi demliyorum. Sonra soğuk servis ediyorum :)
      Maalesef bende makineciyim:)

      Sil
  2. Ya böyle hediyeye can kurban ❤ bayılırım kahveye, her türlüsüne. Sunumu da güzel olunca hakikaten bambaşka bir keyif oluyor. Bu şekilde de deneyeceğim çok merak ettim.

    Misler gibi bol kahveli bir haftasonu olsun ! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mervecim kesinlikle denemelisin. Ahh bir gün yollarımız kesişse de sana da yapsam kahveden :)

      Sil
    2. Yaa haftaya böyle güzel bir dilekle başlamak ne güzel oldu Serracım ♥ Kim bilir belki bir gün bir yerde 40 yıl hatırımız olur, pek de güzel olur :)

      Sil