Kendimi bildim bileli babam hep ufak tefek birşeyler biriktirir. Dergi biriktirir, köşe yazısı, pul, kalem , taş, kupon:) Ve bize hiçbir şeyi attırmaz yani eski kasetler bile durur hala. Sanırım hatta sanırım değil eminim babamdan aldığım en belirgin huy bu. Bende herşeyi kolay atamam ve biriktiririm. Yani çöp değil (en azından benim için ) ama eskileri toplamayı severim.
Babam İstanbul'da üniversitede okurken yıllarca bit pazarlarını , sahafları gezmiş. Hoşuna giden herşeyi toplamış . İyi ki de toplamış . Bende şimdi ondan toplayıp getiriyorum. Plaklarım, fotoğraf makinalarım, pullarım hep onun kolleksiyonu ile büyüdü. Zaten daha ilkokulda iken bana pul defteri hediye etmişti doğumgünümde , kendisinin kolleksiyonu kadar geniş değildi hiç bir zaman ama haftasonları beraber postaneye gittiğimizde yeni pullar alırdık.
Bu kartpostallarda babamdan gelme . Fotoğraflayamadığım bir çok kartpostal var elimde. Ve bir bu kadarda babamda .Kardeş kardeş bölüştük .
Çocukluğumda bunları babamın sakladığı yerden çıkarıp bakardım. Hep çok sevdim bu kartpostalları , babam sakladığı için kızardım ama sanırım haklıydı çünkü cep telefonlarının ,maillerin olmadığı bir dünyada herkes birbirine kartpostal yollarken cin ablam bu kartpostalları saklandığı yerden bulup çıkarıp, arkasına beyaz kağıt yapıştırıp arkadaşlarına yollamaya başlamıştı. Allahtan babam durumu çabuk farkettide duruma el koydu o zamanlar. Düşünsene 1922 tarihli ermenice yazılmış kartları sen başkalarına yolla :))
Babam anlatırdı kartları nasıl bulduğunu. Bir bit pazarında, büyük mukavva bir kutu içindeymiş kartlar, fotoğraflar. (Hıı bide bir çerçeve varmış , hala annem ve babamın siyah beyaz düğün fotoğrafı var içinde.) Zamanında İstanbul'da yaşamış bir ermeniye ait kartpostallar; Mardiros KÖLEYAN.
Türkçe ve okunaklı olan kart ve mektuplardan Bay Köleyan'nın çok sevilen biri olduğunu anlıyorsunuz hemen ve evli olmayıp çocuğu olmadığı sonucunada varıyorsunuz.
Dünyanın heryerinden kartlar almış. Bazıları ermenice ve insanı kıskandıracak kadar güzel el yazıları ile yazılmış.
Mısır'dan ,Amerika'dan, Fransa'dan, Rusya'dan daha bir çok yerden gelmiş kartlar var. Adres hep aynı Marpuççular Abut Efendi Karaköy.... Fotoğraflar, bebeğimiz oldu haberleri, düğün davetiyeleri, yeni yıl kartları... 1922 tarihlide var ,1957 de...
Annem çok üzülürdü ; ' Adamcağız yıllarca biriktirmiş , bu şekilde etrafa saçılacağını bilebilirmiydi şahsi eşyalarının' çokda saçılmış sayılmaz . Evet bir pazarına düşmüş olması üzücü belki ama babam kurtarmış oralardan. Aslında kartların üstündeki adrese gitmeyi düşünmüştüm üniversitede iken , belli ki esnafmış Bay Köleyan. Mutlaka eskilerden biri tanırdı, ama hiç o kadar cesaretim olmadı. Teknolojiyi kullanarak da aradım ama hiçbir iz yoktu.
Belki blogum sayesinde birilerine ulaşır , en azından bir yakınına ,tanıyan bilen birine. Belki ona kart atanlardan birine (uzak ihtimal sanırım) .
Belki bu fotoğraftaki çiftin torununa , ya da 1956'da vaftiz töreni olan Marten Karagözyan çiftinin çocuğuna....
New York'tan bir düğün davetiyesi....
Bazen Yedikule Ermeni Hastanesinden 1933 tarihli bir kart ...
Bazen 1940'ın Kızkulesinden bir merhaba ....
Ya da bazen Osmanlı esintileri
......
Bir insanı sadece ona yazılan kartlardan tanıyabilirmisin? Sanırım hayır , ama azda olsa fikir sahibi olabilirsin . Uzaklarda bir yerlerde bir çok insanın düşündüğü ,sevdiği , saygı duyduğu bir insan olduğunu anlarsın .
Hiç tanımadığın bir insanın en değer verdiği kolleksiyonunun gerçek sahibisin Mardiros Köleyan
Nur içinde yat ....
Merhaba.
YanıtlaSilPaylaşımınız çok etkileyici. Babanız gibi kağıt, bilet, dergi biriktirenlere " efemerist" deniyor sanırım. Ben de biraz öyleyim. Evim ailenin sandık odası gibi. Annemin, hatta aneannemin çeyizlerinden, kayınvalidemin 50 yıllık çantasına gelene kadar bendedir :)
Sahaflardan kartlar, zarflar almışlığımda var.
Umarım burada yazılanlar hedefini bulur.
Çok teşekkür ederim Tülin Hanım. Sayenizde yeni bir kavramı öğrendim, o zaman bende babam gibi 'efemerist'im :), biriktirmeyi çok seviyorum. Bende aynı şekilde annemin,anneannemden bir şeyler saklıyorum . Sizin dikiş yüksüklerinize bayıldım zaten .
SilVe bu yazının M. Köleyan'la bağlantısı olan birisine ulaşmasını çok isterim.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilHarika ya ne diyeceğimi bilemeden elimden telefonu bırakmadan hepsini okudum hayran oldum..benimde para koleksiyonum vardı gelin olurken karıştı bir yerlere şimdi anneme soruyorum bulamıyor o kadar üzülüyorum ki halbuki candı onlar benim için ufaklığımdan beri biriktirirdim ve yabancı paralarda vardı komşu atacakken almıştım hemen o zamandan beri merak salmıştım ama şimdi yoklar hatıralar başkadır ya bende sen gibiyim kendim gibi birini buldum çok şükür ..ben eşimin bana yazdığı çoğu mesajı kağıda geçirmiştim tarih ve saat ile beraber çokda güzel oldu evlenince hediye ettim ona ve çok şaşırdı demekki onunla evleneceğimi anlamışım :-) keza kafaya koymuştum yedi sene görüştüm evlenmesem ayıp olurdu dimi ama :-) ayrıca bebek sahibi olacak sın sanırım darısı inş bana ben kasımda düşürdüm nasip olmadı şimdi tedavi görmeye devam ediyorum herşey allahtan ama çok istiyoruz benim içinde dua edersen sevinirim banada tonton bir annelik nasip etsin kilosun a ruhsal durumuna herşeyine razıyım yeterki annelik duygusunu o miniğin kokusunu hissedeyim..rabbim doğru zamanda nasip etsin inş herkese..sevgiler
YanıtlaSil:) Biriktirmek anılar toplamak çok güzel :) Umarım paraları bulursun , insan değer verdiği uzun süre toplayıp biriktirdiği bir şey kaybolunca üzülüyor...
YanıtlaSilBebeğinde inşallah olur canım , tabikide dua ederim. Bence sakın üzülme Allah doğru zamanı biliyor. Mutlaka bir zamanı vardır. Ve bence zaten tonton olmak ,çatlamak , duygu feğişimleri hiç önemli olmuyor zaten yani en azından benim için öyle ... İnşallah en kısa zamanda yazarsın sende bebeğim oluyor diye :)
Süpper bi yazı olmuş eline sağlık!! Senin de eskici olduğunu bilmiyodum gelince bu konuyu bi konuşalım :))
YanıtlaSil