10 Nisan 2013 Çarşamba

Defterler , defterler, defterler...


       Şimdi ablam bu yazıyı görünce 'inanmıyorum bu hala duruyor mu? ' dedikten sonra   'ahh be ablacım ne biriktirirsin her şeyi , atsana ' diyecek. Çünkü bu konuda çok farklıyız, ben atamam ablam tutamaz. 'Birşey toz tutmuşsa kullanılmıyordur , ona ihtiyaç yoktur ve durmasına gerek yoktur'u kendisine hayat felsefesi yapmıştır. Ve ' Anılar bu objelerde değil kalbinde, beyninde ' diyerek benim atmaya kıyamadığım bir çok şeyi atmama ön ayak olup yaşlandığım zaman komşularımızın belediyeyi aramasından beni kurtarmıştır.
      Ama tamamen değil.  Bu aralar bahar temizliğine başladım, öyle duvar sileyim, parke parlatayım cinsinden değil. 'Bunu atayım , bunuda vereyim, bu kalsın hadi  '  diye yapılanlardan, biraz ferahlamak için elden geçirmek için yapılanlardan. İlk iş kocaman  kitaplığımızdan başlamak oldu;
                   Her yere saçılan defterlerim bir araya toplanınca nasıl bu kadar çok olmuşlar demeden edemedim ben bile.

                   
                                                       Yarısı dolu , yarısına hiç dokunulmamış, kıyılamamış.....


      Hatta 2009'dan beri her yıl aldığım Avon pembe ajandanın 2013 ambalajını bile yırtıp atmadım çünkü elimde çok severek kullandığım Memomun hediyesi bir ajanda var. Bundan  önce ki her yılı dolu dolu kullanmıştım halbuki. Avon'un Meme Kanseri İle Mücadele için her yıl hazırladığı bu ajandaları hem amacı için hemde dizaynı ve içeriği için çok seviyorum, bu yıl çok daha özel bence çünkü daha önce Meme kanserine yakalanmış ve erken teşhis sayesinde  kanseri yenmiş 8 ünlü var bu yılda; Ayten Yılmaz , Cemre Birand, Filiz Akın,Meral Gökçaylı,Nilüfer, Oya Başar,Serra Yılmaz...
                                    
                                             Eskiden babam getirirdi ajandalarımı, günlük yapardım onları;



                             Kendi kendime süslerdim, ablamla aldığımız dergilerde sevdiğim resimleri keser yapıştırırdım :)

             
                                                                Yaş ilerledikçe kendim çizmeye başlamışım....


     Sayfalarca, defterler dolusu yazmışım, blog aleminde yeniyim ama günlük tutma işinde mazim çok eskilere dayanır...Ne iyi yapmışımda yazmışım, bugün şöyle bir bakınca çok güldüm kendime , 'allahım iyi ki büyümüşüm ' dedim :)


     Diğer yıllarda direk iletişim kurmuşum da , '98 yılında her güne 'sevgili günlüğüm' diye başlamış olmamı anlayamadım ....İsim taksaymışım bari ....Ayy acaba annemlerde ki günlüklerimde yapmışlığım varmıdır. çok fena bir korku kapladı içimi şimdi....


          2002 yılından bir sayfa, bu film beni o kadar çok etkilemişti ki uzun uzun yazmışım; Paramparça Aşklar ve Köpekler....
   Ahhh günlükler, unuttuğun ne çok şeyi hatırlatıyor. Şuan da da  günlük yazıyorum yani son 4 aydır ; hamileliğimi yazıyorum , bebeğim dünyaya gelip büyüdüğü zaman okumak ister diye...
        Bide hatıra defterleri vardı, 'bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için teşekkürler canım arkadaşım' diye başlayan ....

                                              
                                                      Yıl 1993... tam 20 yıl öncesi...........


 Anneme , babama bile zorla yazdırdığım hatıra defterim, anket defterleri için ikisini de hiç bir zaman ikna edemedim :)


                          Sırf hatıra defterlerine yazılmak için türetilmiş maniler vardı :))
  Hatıra defterlerinin evlere götürülüp üzerinde itina  ile çalışıldığı , maniler yazıldığı yıllar güzeldi....

                             Kitaplardan, filmlerden notlar aldığım defterlerim var bide....

  
  2013 kitapları için bu defter, okuduğum kitaplarda altını çizdiğim her satır burada... Şimdiden yarısı dolmuş....



  Filmlerden , televizyondan , kitaplardan, dergilerden , sokaktaki yaşamdan.... Kısacası duyduğum her kayda değer cümleden oluşan defter....Çoktan dolup taşmış bile bu ....


 Üniversitede uzun zaman çantamda taşıdığım, notlar aldığım en sevdiğim defter.... Nt'den almıştım çizgisizini bir daha bulamadım:( Benimle Mısır'ı bile gezdi...




  Mısır'da  Kahire Müzesine fotoğraf makinesi sokmak yasaktı, bende etkilendiğim her şeyi o an çizdim. Hem gezdim , hem yazdım hem resimledim yani :)

                                     Ama makinenin olduğu yerde de yanımdaydı....


 Kaldığımız oteldeki şef aşçıya buğdaylı süt ve Falafel'in tarifini sormuştum ' çok kolay ' demişti...


             Benimle akran olup Juddy Abbott'u sevmeyen varmıdır. Juddy bana  hep ablamın 'benim saçımın örgüleride  öyle dik dursun 'diye inat ettiğini ve annemle halamın ablamın saçlarını ördükten sonra örgüleri aynen öyle yaptığını hatırlıyorum. Sırrını yıllar sonra keşfettim, Örüğe geçirilen 2 ince sopa   :)


  Ahhh bide Youth Repablic vardı. Ne çok istedim bir zamanlar orada çalışmayı. Günlerce rüyama girdikten sonra iş görüşmesi için aranıp , görüşememişimdir uzuuunnn bir hikaye. Ama bir zamanlar çok istemiştim :)


             Bence bir çok gencin çalışmak isteyeceği bir reklam ajansı youthrepublic






 Uzun süre düşünmüştüm CV'mi nasıl göndersem diye. mezun olmama çok az vardı , okul kantininde otururken arkadaşımın Cola şişesinin içine bir not yazıp kıvırıp atması bana ilham vermişti. Her özellik için farklı bir şişe olacaktı. Ve özelliğin şişesi konuya uygun süslenecekti...Mesela hamile kıyafetli şişede doğum tarihim,doğu yeri bilgilerim olacaktı...Cep telefonlu şişede iletişim bilgileri...gibi...
Sonra hepsi bir kutuya girip adrese postalanacaktı. Ama işte okulun bitmesine yakın birçoğumuzda olan o güven eksikliği bende de vardı. Yabancı dilimi yeterli bulmadığım için bu şişeleri hazırlayıp gönderme cesaretim olmadı . Yabancı dili o kadar kafaya takmıştım ki rüyalarımın birinde iş görüşmesine kabul edilip gidiyorum ve ingilizce konuştuğumu sanıp İtalyanca konuşuyorum. Benimle dalga geçiyorlar ağlayarak kaçıyorum oradan. Bu rüyayı da yazmıştım deftere :))

   Neyse her şey kısmet sanırım :) Bak Cv olmayınca yemeğe vurmuşum kendimi tarif bile yazmışım...


   İnsanın en yakın arkadaşlarından biri Artvin Hopa'lı  olunca bal kabağından her şeyi yapar; üzerine toz şeker dökülüp yenen kabaklı pilav bile ....


        Biliyorum çok uzun bir yazı oldu ama bu kadar deftere kısa bir yazı sanırım haksızlık olurdu




Paylaş

11 yorum :

  1. Inanilmaz dolu..inanilmaz manali inanilmaz guzel!..
    Gipta ettim..bende sen gibi hep biseyler bi yerelere yazmisimdir her zaman..

    Sevdigin defter var ya hani (cizgisiz Misir'a dahi aldigin tarzda olan) o tarz bir defter bende de var..benzerini dahi bulamadim :(

    Ben bulursam sana da alayim,sen bulursan nerden aldigini soylermisin ben de alayim :)

    Sevgiler..

    Yazmaya devam..yorulma olur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugün çok fazla şımartıldım tarafınızdan :))) Çok teşekkür ederim :) Uzun süredir bakıyorum ama çizgisizi hiç denk gelmedi:( Ama bulursam mutlaka senin içinde bir tane alıcam :)

      Sil
    2. Benimde var bu tür defterler ama ben günlük tutmayı bi türlü becerememişimdir :D onun yerine şiirlerimi yazdığım hikayeler ve seneryo yazdığım defterlerim var :).O istediğin defterden buldum ama o kadar sade değil kapağı birazdan fazla süslüydü eğer isterseniz alıp gönderebilirim :) Bu arada ben yeni geldim sizde bana buyrun :)

      Sil
  2. Harika..
    sevgili değmesin yağlı boya'nın blogundan kopup geldim buraya..
    İyiki de gelmişim..
    ahhh ahh dedirtti yazılarınız bana..
    Nasıl samimi nasıl sıcak..
    Bende de olacaktı bu defterlerden, eşimden köşe bucak sakladığım :)))
    Kesinlikle yazmaya devam etmelisiniz..
    Bana da beklerim..
    http://amigurumiaskina.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet iyi ki de gelmişsiniz, hoş geldiniz . Bende bu sayede sizi tanıdım ve yaptıklarınıza hayran kaldım, blogunuzunda insanı yormayan içini açan tasarımına.
      Hayatta yazmak kadar güzel bir terapi yok ve evet bide eşler ele geçirmese.Aynı şekilde saklıyorum çünkü ortaokul anılarımla dalga geçmeye bayılıyor :))

      Sil
    2. Hoşbuldumm..
      Çok teşekkür ederim, çalışmalarımı ve blogumu beğendiğiniz için...
      Ve vesile olduğu için değmesinyağlıboya'ya da çok teşekkür ederim..
      Sevgiyle kalın..

      Sil
  3. MERHABALAR
    BENDE SEVGİMİĞN TAVSİYESİ İLE GELDİM
    ÖNCELİKLE RABBİM HAYIRLI EVLATLAR VERSİN DİYORUM
    SONRASINDA İSE BENİ ÇOK GERİLERE GÖTÜRDÜNÜZ
    DEFTER VE GÜNLÜK TUTMAK BENDE DE TUTKUDUR
    BENCEDE DEVAM EDİN YAZMAYA
    HAMİLELİKLERİMDE BENDE ÇOCUKLARIMA MEKTUP YAZDIM
    GÜZEL HATIRALAR BUNLAR
    HAYIRLI GÜNLER

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldiniz , inşallah paylaşımlarımız çok uzun soluklu olur :)
      Çocuklarınız çok şanslı , belki şimdi çok fazla anlamıycaklardır ama bir gün o mektuplar onlar için hrşeyden değerli olacaktır...

      Sil
  4. O defterlerin arasına atlayasım ve kaybolasım geldi :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) Çocukken, genç kızken yazdıklarımı tekrar çıkarıp okurken bir anda bende kayboldum aralarında :)Çok gülüyor insan o zaman yazdıklarına :))

      Sil
  5. Değmesin yağlı boya ma çok teşekkürler beni böyle güzelliklerle buluşturduğu için ....çok ama çok güzel bir yazı olmuş bende senin gibiydim defterlerim çok kıymetlidir şimdi sadece okuduğum kitapları yorumlarını yazdığım bir defterim var ama eskiden neler neler ya hele o hatıra defterleri günlükler bende kartpostallar bile vardı annemin evine gidince alayım da fotoğraflım özendim :-) Bloguma beklerim hayatkitap@blogspot.com

    YanıtlaSil